Işık Tuncel Yazdı; Yapay zekâ ile değişimin parçası olun 

Yapay zekâ ile değişim parçası olun 

Dijital dönüşüm çağının ortasındayız ve yapay zekâ (YZ), bu dönüşümün en keskin, en radikal aktörü. Global çapta üst düzey yöneticilerle yapılan araştırmalar, neredeyse tüm iş dünyasının YZ’nin oyunu tamamen değiştireceği konusunda hemfikir olduğunu ortaya koyuyor. Bu yüksek beklentiye rağmen, şirketlerin yalnızca dörtte biri YZ yatırımlarından somut bir değer elde edebilmiş durumda. Bu başarıya ulaşanlar, maliyetlerini ortalama %45 azaltırken, rakiplerine kıyasla %60 daha yüksek gelir artışı yakalamış.
YZ bu kadar güçlüyken geri kalanlar neden başarıya ulaşamıyor? Cevap aslında 4 işlem problemi kadar basit. Teknoloji hazır ve nazır beklerken Sorun  insanlar ve süreçlerde ne kadar hazır? Yapay zekâya dair teknik zorluklar—veri kalitesinin düşük olması, sistem entegrasyonu problemleri veya altyapı maliyetleri her şirkette var olan temel sorunlar mutlaka. Bence asıl engel, kurumların değişime dirençli oluşu. Boston Consulting Group’un araştırmasına göre; organizasyonların %70’inin YZ girişimlerinde yaşadığı temel sorunların insan ve süreç odaklı olduğunu gösteriyor. Bu direnci aşmak için gereken şey, değişim dayanıklılığı ya da daha doğru bir ifadeyle adaptasyon yetkinliği. Eskiden dönüşüm süreçleri dönemsel olurdu; sistemler güncellenir, çalışanlar eğitilir ve sonra belirli bir süre durağanlık yaşanırdı. Şuanda yapay zeka öyle  hızla gelişiyor ki bu klasik dönüşüm modeli artık işlemez hale geldi. Artık değişim bir istisna değil, sürekli hale gelen bir zorunluluk.

Yapay zeka teknolojilerinden fayda sağlayan kurumlar iş yapış şekillerini, kültürlerini ve liderlik anlayışlarını dönüştürebilenler. Bu da başarılı YZ entegrasyonu için sadece algoritmaları değil, insan davranışlarını da yeniden tasarlamak gerektiğine işaret ediyor.
Peki bu nasıl olacak?
Şirketler yazılım ya da donanım yatırımı yapmak zorunda evet ama ilk adım  en temel düzeyde kurumların bakış açısını ve kurum kültürünü de bu yapılanmaya eşgüdümlü olarak gerçekleştirmesinde yatıyor.
Çünkü yapay zekâ teknolojileri, potansiyel olarak şirketlerin verimliliğini katlayacak, karar alma süreçlerini hızlandıracak, müşteri deneyimini kişiselleştirecek güçte. Bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi için teknoloji kadar insan faktörüne, değişim yönetimine ve organizasyonel çevikliğe yatırım yapmak gerekiyor. Aksi hâlde en ileri algoritmalar bile sadece raflarda tozlanmaya mahkûm kalır.
Hepimiz biliyoruz ki teknoloji bir araçtır; onu değerli kılansa, doğru ellerde değişimi mümkün kılmasıdır.