Zehra Karslı Yazdı;Mayısın Hüzünlü Yüzü
GÜNDEMMayısın Hüzünlü Yüzü
Yılın en güzel aylarından biri derler Mayıs için. Doğanın uyanışıdır, güneşin yüzünü daha cömert gösterdiği, kuşların daha çok ötüştüğü, çiçeklerin her renge büründüğü zamanlardır. Oysa bazı aylar vardır ki ne kadar ışık getirse de içinde karanlık taşır. Bazı günler vardır ki güneş parladığında bile insanın içi üşür. İşte Mayıs da benim için öyledir: Güzelliğiyle can yakan, hüznüyle yüreği burkan bir aydır.
Her şeyin bu kadar güzel olduğu bir ayda neden hüzün çöker insana, bilmem. Belki de geçmişin gölgeleri daha uzun uzar bu aydınlıkta. Belki eski baharların hatırası, bugünün eksikliklerini daha da derinleştirir. O eski baharlarda gözlerimizde umut vardı. Şimdi gözlerimizde sessizlik var. Dile gelmeyen cümleler, yutkunurken boğazda kalan kırıklar…
Mayıs bana hep veda eder gibi gelir. Neşeyle gelen ama sonunda mutlaka bir şey götüren. Bir yüzü hep güneşe dönüktür bu ayın, ama diğer yüzü karanlık bir bulut gibi dolanır içimde. Bazen bir gülüşte takılı kalmış bir eski sevinç gelir aklıma, bazen bir veda günü… Kim bilir, belki de en güzel anılarımızın çoğu mayıslara denk geldiği içindir bu ağırlık. Çünkü insan, güzel şeyleri kaybettikten sonra daha çok hatırlar.
Bir bahçede açan gülleri seyrederken bile yüreğime bir burukluk çöker. Çünkü o gülleri bir zamanlar başka gözlerle izlediğimi hatırlarım. Şimdi aynı çiçekler, aynı rüzgar, aynı koku… Ama başka zaman, başka ben. İnsan değiştikçe, mevsimler bile başka anlama bürünür.
Mayıs; bir yandan “yeniden başla” diyen bir bahar fısıltısıdır, ama öte yandan “geçip giden her şey gibi ben de geçeceğim” diyen bir veda şarkısı gibidir. İçinde hem başlangıç hem son vardır. Bir kapı açılırken bir diğeri kapanır. Ve biz o eşikte, ne gidenle vedalaşabiliriz ne de geleni yüreğimizle karşılayabiliriz.
Bu yüzden Mayıs’ta kalem elimde daha çok titrer. Cümlelerim daha çok içime döner. Sanki yazdıkça, içimde taşıdığım eksik bir şeyin şeklini çıkarıyorum kâğıda. Her kelime biraz daha dokunuyor içime, her cümle biraz daha kanatıyor bir yerleri. Çünkü bazı aylar insanı duygularla sınar. Mayıs onlardan biridir. Neşesiyle aldatır, hüznüyle gerçek yüzünü gösterir.
Bazı insanlar martta gider, bazıları eylülde… Ama mayısta gidenlerin ardından bir başka susar dünya. Çünkü o zaman doğa en güzel halindedir, ayrılık en çok o zaman koyar insana. Çünkü o zaman herkes gülüyordur, bir tek sen ağlıyorsundur. Ve o zaman anlarsın: Hüzün, her zaman karanlıkta gelmez. Bazen en parlak ışıkların ortasında usulca sokulur kalbine.
Mayıs, bir kez daha geldi. Güller yine açtı. Kuşlar yine şarkılar söyledi. Ama içimden bir şey eksik. Adını koyamıyorum. Belki bir insan, belki bir zaman, belki hiç yaşanmamış bir hayal… Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, Mayıs’ın yine hüzünle dokunduğudur kalbime. Ve ben yine sustum. Çünkü bazı duygular yazılamaz, sadece yaşanır.
İlginizi Çekebilir